Roy'nın kitabının konusu, çağdaş İslami hareketlerdir, yani İslam'ı bir din olduğu kadar, bir siyasal ideoloji olarak da gören, kendilerini bu yolla mevcut sistemden bir kopuş olarak tanımlayan gruplardır.
Çağdaş siyasal İslam, Müslüman toplumlara bir seçenek sunuyor mu? Yazarın Cezayir'den Türkiye ve İran'a, Suudiler'den Afganistan, Pakistan ve Türki Cumhuriyetler'e geniş bir Müslüman coğrafyada dolaşarak yanıt aradığı temel soru budur. Oliver Roy, İslamcılığın etki ve gelişmesinin henüz durmadığı, siyasal İslam'ın iktidara gelebileceğini, ancak iktidara gelse de, adetlerden ve hukuktan başka hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini, sonucun kesin bir başarsızlık olacağını düşünüyor.
Neden bu başarısızlık? Bu sorunun en başta gelen yanıtı, siyasal İslam'ın, karşı çıkarak kendini varettiği modernizmin kötü bir kopyası olasılığında yatıyor. Batı ve modernlik karşıtlığı temelinde mevcut muhalefet boşluğunu doldurarak güçlenmiş olan siyasal İslam, giderek bir "fundematalizm" halini alıyor ve şeytanın "Batı" Tanrı'sında ararken, kendi içindeki çölü göremiyor.
(Tanıtım Bülteninden)