Rusya'nın Kırım'ı işgaliyle başlayan, Avrupa ve Amerika'da aşırı sağ ve sol akımların yükselmesiyle devam eden sürecin arka planında ülkelerin siyasi ve sosyal statükolarına yönelik yabancı güçlerin müdahalesi bulunmaktadır. Bu durumun gözle görünür hale gelmesi karşısında psikolojik savaş, hibrit savaş kavramıyla birlikte yeniden hayatımıza girmiştir.
Otoriter rejimlerin, müreffeh demokratik ülkelerdeki özgürlük ortamını avantaja çevirerek beşinci kol faaliyeti niteliğinde psikolojik harp faaliyetlerine hız vermesi bu sorunu daha da görünür kılmıştır. Soğuk Savaşın temel enstrümanlarından biri psikolojik savaş olmasına rağmen uluslararası hukuk normlarının tam anlamıyla olgunlaşmaması sebebiyle psikolojik savaşın hukuki boyutu akademik camiada fazlaca tartışılmamıştır. Ancak günümüzde hukuk normlarının yerleşmesi ve hukuku şekillendiren siyaset faktörünün nispeten azalması neticesinde psikolojik savaşın yeri tartışılmaya başlanmıştır. Barış Zamanı Psikolojik Savaş Faaliyetlerinin İç İşlerine Müdahale Etmeme İlkesi Açısından İncelenmesi adlı bu kitapta, devletlerin barış zamanlarında birbirlerine karşı yürüttüğü psikolojik savaş faaliyetlerinin uluslararası hukuktaki yeri incelenmeye çalışılmış.
(Tanıtım Bülteninden)