Fikri mülkiyet alanında neyin ne kadar korunacağı meselesi, dünyanın dört bir yanında yasa koyucularını uzun süre düşündürmüş, bugün de düşündürmeye devam etmektedir.
Bazı ülkeler tasarım kavramından sadece estetik nitelikteki çalışmaları anlarken, bazıları teknik yönü olan çalışmaları da bu kavramın içine almaktadır. Tasarımlarla ilgili olarak, Avrupa Birliği (AB) ve Benelux Hukuku bir yana bırakılırsa, neredeyse dünyadaki ülke sayısınca farklı anlayış ve düzenleme bulunmaktadır. Türkiye'de tasarımın tescili ve korunması, Gümrük Birliği sürecinde, 1995 yılında kanun hükmünde kararnameyle düzenlenmiştir. Yazar kitabında Türk Hukuku'ndaki bu düzenlemeler ışığında, tasarımın yeri ve korunması konularını açıklamadan önce, tasarımın çeşitlerine ve çok yönlü bir şekilde kavramların açıklamalarına yer vermiştir.
Eser, teorik bakımdan zengin olduğu gibi, uygulamanın ihtiyaçlarına da cevap verecek şekilde kaleme alınmıştır. Eser 100 civarında Yargıtay kararını geniş bir şekilde ele alarak, konunun uygulamasına ışık tutmuştur. Kitapta mukayeseli hukuka da yer verilmiştir. Bu bağlamda özellikle konuya ilişkin mehaz hukuk olan Topluluk Hukukundaki düzenlemeler irdelenmiş, konuyla ilgili ulusal ve uluslararası öğretiye de yer verilmiştir.