Hukuki uyuşmazlıkların her ne kadar bir devletin yargı organları vasıtasıyla çözümlenmesi esas olsa da, uluslararası ticaretin gelişimiyle doğru orantılı olarak, tahkim, milletlerarası ticari uyuşmazlıkların çözümde devlet yargısına nazaran en çok tercih edilen alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından biridir. Bunun yanısıra, milletlerarası anlaşmaların hakem kararlarının tenfizinde sağladığı kolaylıklar milletlerarası ticari tahkimi, devlet yargılamasına oranla daha avantajlı ve daha çok tercih edilen bir uyuşmazlık çözüm yolu haline getirmiştir. Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin akdedilen milletlerarası anlaşmalar, bu kararların verildikleri ülke dışında tanınıp tenfiz edilmesine olanak sağlamaktadır. Ancak, her ne kadar yeni tahkim yasaları ve milletlerarası anlaşmalarla mahkemelerin tahkime müdahalesi azaltılmaya çalışılsa da bunun tamamen ortadan kalktığını söylemek mümkün değildir. Milli mahkemelerin tahkime müdahale etme yollarından en temel ikisini tahkim yeri devleti mahkemelerinde açılabilecek olan iptal davası ve hakem kararının tanınması veya tenfizi istemiyle hakkında lehine hüküm verilen tarafın kararın icrası için milli mahkemelere yapacağı tanıma veya tenfiz başvurusu oluşturur.
1958 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkındaki New York Sözleşmesi, milletlerarası hakem kararlarının tanınması ve tenfizi konusunu düzenlemekte olup dünyadaki pek çok ülke tarafından onaylanmıştır. "Verildiği Ülkede Iptal Edilen Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi" isimli bu çalışmamız da New York Sözleşmesi'nin tenfiz engellerini düzenleyen V. maddesinin birinci fikrasının e bendinde yer alan tenfiz engelinin uygulamada yarattığı sorunlar Sözleşme'nin VII. maddesi ile birlikte değerlendirilerek, doktrinde ve uygulamada hala tartışmalı olan bu konuya ilişkin çözüm önerileri getirilmeye çalışılacaktır.