Günümüzde "usuli bir insan hakkı" olarak nitelendirilen hukuki dinlenilme hakkının unsurlarını oluşturan üç temel hak; yargılama faaliyetinden ve dosya kapsamındaki her türlü bilgi ve belgeden haberdar edilmeyi mümkün kılan "bilgi edinme hakkı", yargılama faaliyeti sırasında iddia ve savunmaları dile getirmeyi ve bunlara dayanak teşkil eden maddi vakıaları ispat edebilmeyi sağlayan "açıklama hakkı" ve yapılan açıklamaların mahkemeler tarafından değerlendirilerek karar verilmesini güvence altına alan "dikkate alınma hakkı"dır.
Bu çalışmada, yabancılık unsuru içeren özel hukuk uyuşmazlıklarından doğan davalarda hukuki dinlenilme hakkının uygulanması konu edinilmiştir. Bu kapsamda, milletlerarası tebligat, duruşmada bulunma ve tercüman hakkı, milletlerarası istinabe yoluyla delillerin temini ve değerlendirilmesi gibi, bu tür davalarda özellik arz eden konular açıklanmıştır. Hukuki dinlenilme hakkını güvence altına alan önemli bir kurum olan adli yardımdan yabancıların yararlanması ve bu hakka ilişkin ihlallerin milletlerarası derdestliğin değerlendirilmesine etkisi de incelenmiştir. Yabancı mahkeme kararlarının Türk mahkemelerinde tanınması ve tenfizinde ise hem tenfiz usulünde hukuki dinlenilme hakkına riayet hem de bu hakkın ihlalinin tenfiz koşulları içerisinde denetimi üzerinde durulmuş, problemli hususlara ilişkin çözüm önerileri sunulmuştur. Yapılan açıklamalarda, karşılaştırmalı hukuk ve doktriner görüşlerin yanı sıra, konuya ilişkin güncel Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile Türk yargı kararlarına da yer verilmiştir.