Fişleme, neredeyse dünyanın her yerinde kullanılan bir izleme ve yönetme metodu. 21. yüzyıla gelindiğinde internetin ve dolayısıyla bilgi ağının genişlemesi, bu metodun devletler tarafından sık başvurulan bir alan haline gelmesini sağladı. Giderek genişleyen bu alanın kontrolü ise yine devletler tarafından sağlanmaya çalışılıyor.
Türkiye’de fişleme ise devlet idelojisinin resmi araçlarından biri haline gelmiş durumda. Hayatın olduğu her yerde, devlet bir şekilde araçlarını çalıştırıyor ve insanlarında en doğal eylemlerini dahi fişlemenin konusu, hatta aracı haline getirebiliyor. Siyasi görüşten cinsel eğilime, mezhep farklılığından bıyık bırakma şekline kadar her “ayrıntı”, devlet tarafından hakkınızda bir fiş oluşturulmasına, yani fişlenmenize yol açabiliyor. Bu kitabı satın almış olmanız dahi devlette bir fişinizin olmasına neden olabilir.
24. dönem TBMM CHP milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi Hüseyin Aygün, fişle(n)me sorununun algılanması ve yeniden değerlendirilebilmesi için yazdığı bu kitapta, hem geçmişim hem de bugünün izlerini sürüyor.
Halkın devlete rağmen ve devletle birlikte varolmakta yaşadığı sanrıların, suçlanmanın ve her an “şüpheli” statüsünde görülmenin zorluklarını dile getiriyor. Türkiye’de Fişlemenin Kısa Tarihi, kendi ülkesinde düşman görülenlerin ve her an bu potansiyeli taşıyanların kısa ama anlamlı öyküsünü belgeleri ve tanıklarıyla anlatıyor.