“Savaş, komutanların sinirleri ve askerlerin kahramanlıklarıyla çözülen bir denklemden ibarettir.” Mareşal Fevzi Çakmak, 1935 yılında Harp Akademilerinde gerçekleştirilen 7 konferansta Şark Harekâtını, kolordu ve tümenlerin yönetimini, komutanların özellikleri ile kara, deniz ve hava lojistiğinin yanı sıra sağlık koşullarını zaman çizelgesini esas alarak harita, kroki ve tablolarla anlatıyor..
Şark Cephesi, 1000 kilometrelik bir hatta yayılan, kale harbi, mevzi harbi, harekât harbi, yarma gibi “operatif” özellikleriyle, 16 kolordusu ve 10 tümenini bölgeye yönlendiren Osmanlılar için olduğu kadar Ruslar için de askeri ve siyasi tarihe etkileriyle Birinci Dünya Harbi’nin diğer cephelerinden ayrılmaktadır.
Büyük Harpte Şark Cephesi Harekâtı, Balkan Harbi ile Cihan Harbi’nin çeşitli cephelerinde görev almış bir askerin deneyim ve birikimlerini paylaştığı, değerlendirmeleri, önerileri ve muharebe sırasındaki tasarıları aktarmasıyla cephe okumalarına farklı bir anlayış getirdiği özgün bir çalışmadır.
“Bütün yapılanlar ne içindi, neler kazanıldı ve kaybedildi?” sorusuna Fevzi Çakmak’ın cevabı, dönemin özeti niteliğindedir:
“Bu muharebelerde çok değerli arkadaşlarımızı kaybettik. Çok kanlar döktük. Dökülen bu kanlar boşa gitmemiştir. Birinci Dünya Harbi’nde diğer cephelerde olduğu gibi, buradaki çetin muharebeler de bize çok değerli deneyimler kazandırmış; istiklâl ve hürriyet uğrunda canını esirgemez bir millet olduğumuzu dünyaya ispat etmiş; Osmanlı İmparatorluğu yıkılmakla beraber daha kuvvetli bir Cumhuriyet yaratmıştır.”