Kendi dilimizde varolan sözcükler, normal kullaım sınırları içinde unutulmaya karşı korunmuş görünmektedir. 2 Bir yabancı dildeki sözcükler söz konusu olduğunda, durumun bunun tersi olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bu durumda unutma eğilimi konuşmanın her bölümüne yayılır ve genel sağlık durumumuza ve yorgunluk derecemize bağlı olarak yabancı sözcük haznemizi denetlemede ki kararsızlıkla kendini belli edeb bir işlevsel karışıklık ortaya çıkar. Çoğu durumda, bu unutma türü, Signorelli örneğinde açıkladığımız işleyişi göstrerir.
Bunu kanıtlamak için yalnızca bir çözümleme vereceğim, ancak bu, yararlı bazı özellikler içermesi açısından diğerlerinden ayrılan bir örnek olacak: Latince bir alıntıdaki ad olmayan bir sözcüğün "Bu korunmanın yalnızca kullanım sıklığından kaynaklandıığndan kuşkuluyum. Gene de özel adlar (yani soyadları) kadar seyrek bir kullanımla sınırlanmamış olan ilk adları incelendiğinde, bunların da soyadlar kadar unutulmaya elverişli olduğunu gözlemledim. (Tanıtımdan)