900'lerin başlarında fizik biliminin uzak bir köşesinde doğmuş olan ve enerjinin sonsuz küçüğe kadar bölünebilen büyüklükler yerine sonlu büyüklükte paketler halinde var olduğu düşüncesini ortaya atan kuantum teorisi pek çok zengin metaforu popüler düşünce dünyamıza kazandırmıştır.
Kuantum dili ve imgeleri günümüzde sonsuz bir foton akımı misali bizleri bombardımana tutar. Multievrenler, kuantum sıçramaları, paralel evrenler belirsizlik ilkesi ve Schrödinger'in kedisi gibi terimler, her yeni nesil sanatçı ve yazar tarafından karikatürlerde, filmlerde, kahve fincanlarında, tişörtlerin üzerinde, romanlarda ve felsefede yeniden keşfedilmektedir. Bir kuantum sıçraması büyük müdür yoksa küçük müdür? Belirsizlik ilkesi ne kadar belirsizdir? Üstümüze yağan bu kuantum terimleri sadece gösteriş amaçlı üretilen saçma ifadeler midir yoksa düşünce dünyamızda temel bir değişimin işaretçisi midir? Konusunda öncü olan bu kitapta Robert P. Crease ve Alfred Scharff Goldhaber hepsinde bir gerçeklik payı olduğunu söylüyor. Biri fizikçi ve diğeri felsefeci olan yazarlar sahip oldukları birikimden ve altı yılı aşkın zamandır birlikte verdikleri derslerden istifade ederek kuantumun, bilimsel bir teoriden toplumsal bir anlayışa giden engebeli yolunu ortaya çıkarıyor.
Yazarlar, öğrencileri ile beraber, toplumsal tartışmalarda kuantum hakkında atılmış yanlış adımları, yanlış anlaşılmaları, üretilmiş mizahı ve anlamsızlıkları keşfediyor. Kuantum Dönemi, sanattan edebiyata ve John Updike ve Foster Wallace'ın yorumlarına kadar pek çok alandaki etkilerini ve dışavurumlarını inceliyor. Yazarlar kuantum teorisinin bilgi, metafor, entelektüel alışveriş ve çağdaş dünya üzerindeki sonuçlarını açığa çıkarıyor. Kuantum dilini ve imgelerini anlamak ve takdir etmek ve onun hatalı kullanımlarını görmeyi bilmek, günümüzde eğitimli insan olmanın bir parçasıdır.
"[Kuantum Dönemi] kuantum teorisinin en büyüleyici kavramlarına yönelik yaşam ve yaşam sonrası etkileyici bir yolculuk."
-David Kaiser, MIT-
(Tanıtım Bülteninden)