"Küreselleşme sürecinin ivme kazandığı yıllardayız. Ama bu yıllar, dünyanın hemen her yerinde sistem karşıtı hareketlerin de ivme kazandığı yıllar. Sömüren/sömürülen, yöneten/yönetilen ilişkileri yeni biçimler aldıysa da var olmakta devam ediyor. Tam da bu yüzden emekçi sınıf ve kesimlerin özgürlük, eşitlik, adalet arzuları ve beklentileri her zamanki önemlerini koruyor. Daha insanal bir dünyanın kurulması, ancak bu sınıf ve kesimlerin bilinçli, kararlı ve etkin mücadelesine bağlı olmaya devam ediyor. Edebiyat ve sanat, bu mücadelenin özgül ve özgün alanlarının başında geliyor.
"Tam da bu yüzden, Türkiye'de yapılmış ilk çalışma olan Toplumcu Gerçekçilik'in yürüttüğü tartışmanın, bugün için de geçerli olduğunu düşünmeme yol açan yeterli koşulların var olduğuna inanıyorum."
Tanıtım Yazısı'ndan