Küreselleşme sürekli olarak değişen ve aynı zamanda oluşturduğu etkiler nedeniyle dünyayı da değiştiren bir olgudur. Artık tarafsız kalmanın neredeyse olanaksız olduğu bir tartışma ortamında küreselleşme karşıtları dahi bu olgunun olağanüstü enerjisini kabullenmiş durumdadır. Başta ekonomik analizler olmak üzere birçok bilim dalında formülasyonların vazgeçilmez bir değişkeni haline gelen küreselleşmenin sağlıklı bir şekilde ölçülmesi ise ayrı bir sorun haline gelmiştir. Küreselleşmenin doğru tekniklerle ölçülmesi oldukça önemlidir, çünkü bu ölçüm sonuçlarına dayanılarak yapılan akademik tartışmalar değer yargıları üretmekte ve politika yapıcılarına yol göstermektedir. Oysa küreselleşme oldukça karmaşık bir süreçtir ve analizlerde kullanılmasını zorlaştıracak pek çok unsuru beraberinde taşımaktadır.
Küreselleşme olgusuna ilgi duyanlar açısından kavramsal ve istatistiksel açıdan bir başvuru kaynağı da olabilecek olan bu çalışmada, küreselleşmenin ölçülmesine yönelik sistematik yaklaşımların bir incelemesi yapılmaktadır. Küreselleşme süreciyle ilgili şiddetini giderek arttıran veri yağmuru altında düşünürlerin bu sürecin bilimsel olarak gözlenebilmesine ilişkin olarak geliştirdikleri çözüm önerileri karşılaştırmalı olarak ele alınmaktadır.
Diğer bir ifadeyle üzerinde yaşadığımız sosyo–ekonomik kürenin geometrisi irdelenmekte ve küresel ilişkiler metodolojik temellere oturtulmaya çalışılmaktadır. Çalışmanın sonucunda ulaşılan bulgular ise küreselleşme ile ilgili analitik tartışmalara farklı bir boyut katmaktadır