Birçok önemli hukuk ve siyaset bilimi kitabında "laikliğin din hürriyeti ve din ve devlet işlerinin ayrılığı olmak üzere iki cephesi vardır" denildikten sonra laik devletlere, "din hürriyeti" ve "din-devlet işlerinin ayrılması" konusunda ciddi sorunlar yaşayan ülkelerin örnek olarak gösterilmesi ve laikliğin yeryüzünde istisna olduğunun belirtilmesi, ancak her iki unsuru da sağlayan istisnalara örnek verilememesi bu konuyu sağlıklı bir zeminde tutarlı bir biçimde tartışamadığımızın en açık göstergesidir. Bu nedenle çok uzun süren bir yolculuktan sonra şekillenen Avrupa'daki din-siyaset-devlet ilişkilerini ve bu ilişkileri ifade etmek için başvurulan kavramları doğru anlayabilmek, sağlam bir zeminde tartışabilmek ve uygun şekilde düzenleyebilmek için ilk bilinmesi gereken şey bu uzun yolculuktur.