İnsan deneyimi, zamanı gelen bir düşünceden daha güçlü bir şey olmadığını kanıtlamıştır. Zamanı gelmek bir doğum olayıdır. Hiç bir doğum durdurulamaz. Ancak doğanın, nasıl bir hayat yaşayacağı, nasıl evrileceği toplumsal şartlara bağlıdır. Dünyanın kendisi bir düşüncedir. Söz konusu yaradılışsa, hayat ve evren bir düşünce ürünüdür. Düşünceyle değişirler. Bu anlamda düşünme bir eylem alanıdır. Eski düşüncelere göre kurulmuş bir düzenle, yenisiyle kurulacak arasında sonsuz bir mücadele vardır. Devrim ve karşı-devrim; buyurganlık ve özgürlükçülük hep birer düşünce tarzıdır. Düşünmeden yapılanlar içgüdüseldir. Bütün hareket eden canlılar içgüdüyle donatılmışken sadece insan düşünme yetisine sahiptir: Hayatını kurabilsin ve yönetebilsin diye. Bu aynı zamanda düzen kurmaktır. Düzenin en geniş tanımlanmış biçimi uygarlıktır.
János Komáromi Osmanlı İmparatorluğu'ndaki mültecilik hayatı boyunca tuttuğu günlüklerde uluslararası diplomasi, Bâb-ı Âli'deki elçilik faaliyetleri, imparatorluğun iç yapısı ve ekonomik durumu gibi çeşitli meselelere yer vermiştir. Bu bakımdan sunduğu bilgiler Osmanlı kaynaklarını tamamlayıcı niteliktedir.
(Tanıtım Bülteninden)