2008 Ulusal Mimarlık Ödülleri, Yapılar Projeler N. Müge Cengizkan  - Kitap

2008 Ulusal Mimarlık Ödülleri, Yapılar Projeler

1. Baskı, 
Ocak 2010
Kitabın Detayları
Dili:
Türkçe
Ebat:
32x23
Sayfa:
252
Barkod:
9789944899932
Kapak Türü:
Karton Kapaklı
Baskısı tükenmiştir.
Kitabın Açıklaması
Mimarlar Odası, Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri programının 11. dönemini 2008 yılında yapıldı. Mimarlar Odası Yayınları arasında Türkçe / İngilizce çift dilli olarak yayımlanan, editörlüğünü N. Müge Cengizkan’ın yürüttüğü katalog, ödül alan, ödül adayı olan, katılımda bulunan yapı, proje ve fikirlerin kapsamlı bir dökümünü sunuyor. Geçen ödül dönemindeki kataloglardan içerik anlamında farklılaşan ve grafik tasarımı yenilenen katalog, yeni kurgusu ve yeni yüzü ile okuyucusu ile buluşuyor.
Katalogda sunulan 137 eser arasında 41 yapı, 83 proje, 13 fikir projesi yer alıyor. Bunlar arasından 4 yapı, 2 proje, 2 fikir projesi ödüllendirildi. Ödül alan eserler kapsamlı biçimde proje raporları ile birlikte yer alıyorlar: Bunlar YAPI DALI’nda “Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi, İstanbul // Fahrettin Ayanlar”, “Ontur Otel, İzmir // Umut İnan, Efe İnan”, “DMC Ankara // Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, Murat Tabanlıoğlu”. YAPI / KORUMA-YAŞATMA DALI’nda “Osmanlı Devlet Arşivleri Binası (Hazine-i Evrak) Restorasyonu, İstanbul // Acar Avunduk”. PROJE DALI’nda “Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı, İstanbul // emre arolat, gonca çırakoğlu”, “Bodrum Ortakent'te Hastane, Muğla // Esin Tercan, Erdal Özyurt, Ahmet Tercan”. FİKİR SUNUMU DALI’nda “Cihangir'in Çocukları // Seda Bildik Erdoğmuş, Esra Carus Gülaydın”, “Levent Ekolojik Gökdelen, İstanbul // Metin Hepgüler”.
Katalogda, ayrıca, Seçici Kurul üyelerinden Atilla Yücel ve C. Abdi Güzer’in değerlendirmeleri yer alıyor. Ödül alan / almayan tüm eserlere ilişkin genel bir değerlendirme içeren yazılar, prospektif bir bakış sunuyorlar. Sergi ve Ödül Programı’nın Türkiye mimarlığındaki rolünün yanı sıra, Türkiye’nin güncel mimarlık eğilimlerini saptamak açısından değerli görüşler içeriyorlar.
Güzer, “Farklı Okumalara Açık Bir Süreç Olarak Ulusal Mimarlık Ödülleri” başlıklı yazısında, ödül programının Türkiye’de kurumsallaşmış tek ödül programı olduğunu söylüyor ve bu anlamda önemine değiniyor:
“Katılımın içeriği incelendiğinde son yıllarda tartışılan, mimarlık yayınlarında yer alan yapıların büyük çoğunluğunun temsil edildiğini gözlüyoruz. Bu da ödülün mimarlık ortamı ile ilişki kurmakta kısa düşmediğinin göstergesi. [...] Günümüz çok seslilik ve çeşitlilik ortamında mimarlık ürünlerinin ulaştığı sayısal ve anlamsal çeşitlilik, barındırdıkları değer farklılıklarının tartışılmasını güçleştirmektedir. Özellikle eleştirel bir toplum kültürünün ve buna bağlı olarak mimarlık eleştirisinin yerleşiklik kazanmadığı Türkiye gibi ortamlarda bu daha da güç hale gelmektedir. Bu nedenle bu tür ve benzeri ödül ortamları herşeyden önce ve ödüllerin kendisine bağlı kalmaksızın bir tartışma ve değerlendirme ortamının arka planını oluşturmaları nedeni ile önemlidir. Bu anlamda ödül süreçlerini seçim sonuçları ile biten bir süreç değil, özellikle mimarlık tartışmalarının canlı tutulmasına ve eleştiri geleneğinin yerleşmesine hizmet eden ucu açık süreçler olarak algılamak gerekir.”
“2010 Yılından 2008 Ulusal Mimarlık Ödülleri’ne Bakış” başlıklı yazısında Yücel, katılan eserlerin büyük çoğunluğunun “1980’ler postmodernizminin lafazan ifadeciliğinden de, historisist etkilerden de uzak durduğu... [...] Yerelci tavırlar da bu dönemin projelerinde geçmiş dönemlere oranla ağırlıklarını giderek azaltmış durumda.” görüşünde. Genel gözlemlerini ise şöyle ifade ediyor:
“Türkiye mimarlığı büyük kentlerde üretiliyor. 1950’li, 60’lı yıllara oranla, taşra da nitelikli bir mimari etkinliğin sahnesi olabiliyor, ama hem etkinlik, hem bu etkinliği üreten aktörlerin, tasarımın mekânı olarak merkezin egemenliği tartışılmaz. İstanbul bu etkinliğin odağı, hem kendi metropol coğrafyasının, hem ulusal üretimin, hem de yurtdışında gerçekleştirilen tasarımların mutfağı, ana mekânı. İstanbul’u, Ankara ve bir ölçüde İstanbul’un şubesi gibi çalışan Bodrum, kısmen İzmir izliyor. “
“Yetkinlik iddiasındaki mimari üretimin yaygın uygulama alanlarının başında konut gelmekte; alışveriş mekânları, turizm, işyerleri, kısmen kültür ve toplum yapıları onu izliyor. Özel girişimciler ve kullanıcılar için yapılan projeler, ciddi tasarım etkinliğinin ağırlıklı bölümünü oluşturuyor. Hizmet üretiminin öncelik kazandığı bir kapitalist ekonominin mekânı ve o mekânın mimarisi.”
“Güncel, onaylanmış, trendy mimarlık eğilimleri, Türkiye mimarlığının seçkinci kesimi için ağırlıklı bir ifade alanı oluşturmakta. Bu eğilim içindeki projeler ‘yeni’, ama ‘yenilikçi’ sayılabilecek, farklı denemeleri göze alan, risk yüklenen örnek sayısı az.”
“Avangard her gün üretilemez elbette, ama Türkiye mimarlık ortamı göreli olarak ‘öncü’ sayılabilecek yeni deneyimleri üretmek için de yeterli koşullara, mevcut denklemler içinde henüz sahip değil.”
Katalog yenilenen içerik ve tasarımı ile hem bir ödül katalogu olmanın gerektirdiği görselliği ön plana alıyor, hem de bu yapı, proje ve fikirleri güncel Türkiye mimarlığı bağlamına oturtmaya özen ve çaba gösteriyor.
Kitapla İlgili Kategoriler
Yorumlar