İdeolojiler bir anlayışa göre sosyalist rejimlerin çöküşüyle birlikte bitti. Bir anlayışa göre ise ideoloji hiçbir zaman hayatımızdan çıkmayacak, bizimle birlikte hep var olmaya devam edecektir. Birinci anlayış ideolojiyi köklü toplumsal, siyasal ve ekonomik dönüşümleri içeren bir proje olarak kabul eder. Bu bakımdan on dokuzuncu ve yirminci yüzyılın en iddialı ideolojisi olan ve dünyanın yarısından fazla bir kısmında hakimiyet kuran sosyalizmin çöküşünü ideolojinin de bitişinin habercisi olarak kabul eder.
Sosyalizm kadar iddialı olmamakla birlikte devlet merkezli siyasal bir proje olarak gelişen faşizm daha Soğuk Savaş öncesi bitmişti. Bu anlayışta olanlar sosyalizmin ve faşizmin değişik türevi olan ideolojilerin de ana kaynaklarıyla birlikte önemini yitirdiğine inanırlar. Oysa ikinci anlayışta olanlar, ideolojiyi dünyaya bakışı belirleyen bir çerçeve olarak, başka bir deyişle bir perspektif olarak kabul eder. Doğal olarak bu anlayışta olanlar için insan var oldukça ideoloji de ayrılmaz bir parçası olarak kendisiyle birlikte var olmaya devam edecektir.