Bireyin acil durumda bulunanlara yardım etmesi veya ilgili makamlara haber vermesi, toplum halinde yaşamanın bir sonucu olarak her zaman ahlaki bir ödev olarak kendisine yüklenmiştir. Ancak klasik ceza hukukundan modern ceza hukukuna geçişle birlikte ferdiyetçiliğin yerini sosyal dayanışmanın alması, zarar veya tehlikeleri önlemeye dönük yükümlülüklerin kanunlar tarafından da yaptırıma bağlanmasına sebep olmuştur. Toplum içerisindeki bireysel yükümlülüklerin, toplumsal gerekliliklerin arz ettiği önem ölçüsünde ceza hukukunun emir ve yasak normlarına dönüştürülmesi kaçınılmazdır.
Yardım etme ve bildirimde bulunma yükümlülüğüne ceza normları içerisinde yer verilmesi bu zorunluluktan ileri gelmektedir. Türk Ceza Kanunu'nun 98. maddesinde düzenlenen "Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu" da kendini idare edemeyecek konumda bulunan kişilerin içinde bulundukları zor durumdan kurtarılmalarını sağlamak amacıyla öngörülmüş ve bu çalışma kapsamında incelenmiş.
(Tanıtım Bülteninden)