Dışa açılma süreci ve bunun getirdiği ulusal finansal piyasaların uluslararası finansal sisteme entegrasyonu olgusu, gelişmekte olan ülkelerde yeni sorunlar ortaya çıkarmıştır. Uluslararası finans ve sermaye harekelerinin yoğunluğu ve değişkenliği yurtiçi finansal piyasaların istikrarı üzerinde olumsuz sonuçlara neden olmuştur. Bunun neden olduğu finansal krizler ülke ekonomilerine ağır bedeller ödetmiştir. Dolayısıyla finansal istikrarsızlık sorunu özellikle gelişmekte olan ülkeler için önemli bir olgu olarak ortaya çıkmaktadır. Yurtiçi ekonomik otoritelerin finansal istikrarı sağlamada gerekli koşullan ve yapıları oluşturması beklenmektedir. Bu yüzden iktisat politikası araçları ile finansal istikrarsızlık arasındaki ilişkilerin araştırılması gerekmektedir.
Finansal piyasaların giderek büyümesi, finansal liberalleşme programlarının uygulanması yoluyla yurtiçi piyasaların uluslararası finansal sisteme eklemlenmesi, ulusal finansal yapıları iktisadi değişkenlerdeki değişimlere karşı daha duyarlı hale getirmiştir. Bu koşullar altında, özellikle gelişmekte olan ülkelerde finansal istikrarsızlık sorunu öne çıkmıştır. Son yıllarda finansal istikrarsızlık ve finansal krizlerin neden olduğu sosyal ve ekonomik maliyetler, merkez bankaları açısından finansal istikrar olgusunun önemini arttırmıştır. Dolayısıyla, finansal istikrarsızlığın ülke içi dinamikler ve uygulanan ekonomik politikalardan nasıl etkilendiğinin bilinmesi oldukça önemlidir.
(Önsözden)