Aile dünyadaki bütün milletler için önemli bir toplumsal kurumdur. Türk milleti için de önemli bir toplumsal kurum olan aile, Türk edebiyatının başlangıcından günümüze kadar gerek ana tema gerekse ana temayı güçlendirici işlevde birçok edebî tür içinde kullanılır. Bu edebî türlerden biri de hikâyedir. Hikâyelerde aile konusu, bazen eserlerin bütününde bazen çok az bir kısmında okuyucunun yorumuna açık bırakılan bir üslupla yani hikâye türünün kendine özgü anlatım olanaklarıyla işlenir. Zengin bir geleneğe sahip olan Türk hikâyeciliği 1870'ten günümüze edebiyat dünyasına başarılı eserler sunmuştur.
Bu çalışmada Cumhuriyet öncesi Türk hikâyeleri incelenmek suretiyle Türk toplumunun temel kurumlarından biri olan ailenin belirtilen süreçteki (1870-1923) bütün yönlerinin ortaya konulmasına çalışılmıştır.
Türk kültürünün teşekkülünde ve gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir toplumsal işlevi olan Türk ailesini hikâye türü vasıtasıyla incelemenin önemli bir ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz. Türkler tarih boyunca birçok coğrafyada birçok ülke kurmuştur. Çok geniş bir coğrafyada mekân tutmuş olan Türk milletinin varlığını devam ettirmesinde aile yapısının sağlamlığı dikkat çekmektedir.
Bu çalışmanın toplumlar için önemli bir konu olan aileyle ilgili gelecekte yapılacak bilimsel çalışmalara yardımcı olabilecek bir kaynak olması amaçlanmaktadır.