Duygularımızı, düşüncelerimizi ya da bir eylemi yazılı ya da sözlü anlatımla dile getiririz. Sözlü anlatımda yapılan dil yanlışlarının çoğu eksik ya da yanlış bilgiden kaynaklanır. Eksik bilginin temelinde, okulda ezberlediğimiz dil kurallarını aslında öğrenmemiş ya da unutmuş olduğumuz gerçeği yatar. Söyleniş yanlışları, suya atılan bir taşın oluşturduğu dalga gibi yayılır, dilimize yerleşir.
Bu nedenle topluma hitap etmek, tüm konuşmacılara ek bir sorumluluk yükler. Sözcükleri doğru telaffuz etmek, tek başına yeterli değildir. Yazı dili gibi, konuşma dilinin de kuralları olup, bunları da bilmek ve uygulamak gerekir."