AİHS'in 10. maddesinin 2. fıkrasında ifade özgürlüğünün sınırlanma sebeplerinden biri olarak yer alan ve bireyin sahip olduğu bir diğer temel hak ve özgürlük olan itibarın korunması hakkının AİHS'in 8. maddesi kapsamında güvence altına alındığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında ifade edilmiştir. İfade özgürlüğü ile özel hayat hakkı kapsamında yer alan başkalarının itibarının korunması hakkı arasındaki bu yakın ilişki, ifade özgürlüğü ile diğer temel hak ve özgürlükler arasında yaygın olarak görülen birbirini tamamlama fonksiyonu yerine bu iki temel hakkın çatışması ile sonuçlanan bir hukuki durum ortaya çıkarmakta ve ulusal yargı pratiğinde oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla, her iki özgürlük arasında birbirini tamamlayan ve araç-öncü rol fonksiyonunun yerine, adil denge kavramı üzerine inşa edilmiş, birbirini dengeleyen ve kontrol eden bir statü karşımıza çıkmaktadır. Çatışma potansiyeli taşıyan bu haklar arasında denge ve kontrol sisteminin sağlanmasında adil denge kavramı kullanılmaktadır.
AİHM, ifade özgürlüğü ile kişilerin itibarının korunması hakkının karşı karşıya gelmesi durumunda, yerel mahkemeler tarafından bu iki hak arasında adil bir dengenin sağlanmasında dikkate alınacak temel kriterleri ve değerlendirme ölçülerini belirlemiştir.
Bu çalışmada, özellikle uygulamada oldukça önemli bir yer tutan ifade özgürlüğü ile başkalarının itibarının korunması hakkı arasında çatışma alanlarına odaklanarak bu iki hak arasında adil dengenin AİHM kararlarında nasıl sağlandığı konusu uygulayıcıya yol gösterici olması bakımından ele alınıp incelenmiştir.