Eğer hukuk gerçekte şu tanımın ortaya koyduğu şekilde yalnızca "bir devletin üstün gücü tarafından salık verilen bir medeni davranış kuralı" ise, bu tanımdan zorunlu bir netice olarak, hukukun muvakkaten bütünleşmiş ve başarılı biçimde uygulamaya konmuş güç ve iradeyle birebir anlamdaş olduğu çıkar. Bu tanım altında, hukuk hiç kimseye güvenlik, özgürlük, haklar veya mutluluk konusunda daimi bir biçimde garanti sunmaz. Olası tüm suç, zorbalık ve yanlışlara, hem hükümetler hem de bireyler nezdinde cevaz verir. Bu tanım çok açık şekilde keyfi güç tarafından icat edilmiş ve yalnızca onun amaçlarını örtbas etmeye yaramıştır. Bu yüzden biz böyle bir keyfi gücü reddetmeye ve bundan farklı bir durumu araştırmaya mecburuz; hukuku daha az belirsiz, daha az gelgeç, daha az keyfi kılacak olan ve herkesin hakları adına onu daha güvenilir kılıp, daha adil ve daimi yapacak bir durumu aramalıyız. Peki eğer biz bu durumu araştırırsak, ilk bahsettiğimizi benimseme yoluna gitmeden, doğal adaletin kuralı, ilkesi, yükümlülüğü veya gerekliliği olarak hukuku nerede bulacağız?