"Artık insanlık, her zamankinden daha karmaşık robotlar, botlar, androidler ve yapay zekânın diğer tezahürlerinin, toplumun dokunulmamış hiçbir katmanını bırakmayacak yeni bir endüstriyel devrime hazır göründüğü bir çağın eşiğinde duruyor. Yasama organının, yapay zekânın yasal ve etik sonuçlarını ve etkilerini dikkate alması hayati önem taşımaktadır, tabi yeniliğe ket vurmadan." – AVRUPA PARLAMENTOSU 27.01.2017 TARİHLİ RAPORU
Yapay zekâ sistemleri laboratuvar ortamından çıkıp, insanla birebir etkileşime girebilecek düzeyde hayatımızda yer ettikçe, daha fazla hukuk dalı da yapay zekâ üzerine düşünmeye başlamıştır. Yapay zekânın sağlık alanında kullanılması mevcut malpraktis düzenlemelerini, akıllı araçlar ise trafik sorumluluğu düzenlemelerini tehdit etmektedir. Yaratıcılığın insana özgü bir yetenek olduğu düşünülse de yapay zekâ bu alanda da önemli gelişmeler göstermektedir. Ancak mevcut fikri mülkiyet hukuku düzenlemeleri, yaratıcılığın insana mahsus olduğu ön kabulüyle hazırlanmıştır. Bu durum, yapay zekâlar tarafından üretilen eserlerin akıbetini belirsiz bir duruma sokmaktadır. Yaratıcı yapay zekâların her geçen gün gelişmeleri ve sayılarının artması, fikri mülkiyet hukukundaki "eser", "eser sahibi" ve "telif hakkı" gibi çekirdek kavramlarda değişiklik yapılmasını gerektirmektedir.