Yeniden Türkleşmek; bireysel ve toplumsal ölçüde fikri ve fiziki bilumum kirliliklerden ayıklanmayı içerdiğinden; ilmi, milli ve insani bir kimliğin olduğuna, milli ülkü ile insanlık ideali arasında bir tezat değil aksine ahengin bulunduğuna, hatta birinci olmayınca, ikincisinin mümkün olamayacağına ve milletlerin birbirlerinin hak ve ideallerine karşılıklı saygı göstermek suretiyle tekâmüllerinin insanlığın mutluluğu için zaruri kıldığını savunur.
Yeniden Türkleşmek derken yeni bir icatta bulunuyor değiliz. Var olan ancak şu veya bu sebeple üstü küllenen, itilen–kakılan, aşağılanan, görmezlikten gelinen, küçümsenen, terk edilen, takas edilen, reddedilen; ancak geçmişte “bizi biz yapan ve biz olduğumuz sürece de parlak bir maziye ulaştıran” değerleri yeniden düşünmek gerektiğini söylüyoruz.