Uluslararası insan hakları alanında son 70 yılda pek çok önemli gelişme yaşanmış olsa da bu hakların tanınması, korunması ve yerine getirilmesi konusunda çok ciddi sorunlar olduğu bir gerçektir. Geçmişte meydana gelen insan hakları ihlalleriyle yüzleşmek hem bu ihlallerin tazmin edilmesi hem de gelecekte gerçekleşmesi muhtemel ihlallerin önlenmesi açısından çok önemlidir. Geçiş dönemi adaleti göreceli olarak yeni bir alan olsa da insan hakları bağlamında vazgeçilmez bir paradigma haline gelmiştir. Demokrasiye geçiş ve çatışma sonrası süreçlerde, geçmişte işlenen yaygın ve sistematik insan hakları ihlalleriyle yüzleşme ve toplumsal uzlaşıyı sağlama açısından büyük önem taşıyan geçiş dönemi adaleti mekanizmaları dünyanın neredeyse her köşesinde uygulanmıştır ve uygulanmaya da devam etmektedir.
Bu çalışma Doğu Timor ve Peru'da uygulanan mekanizmaları ekonomik, sosyal ve kültürel hakların ihlalleri bakımından incelemiş olup bu ülke deneyimlerinden Türkiye için ne tür dersler çıkarılabileceğini analiz etmektedir. Kürt Sorununun çözümü için bu mekanizmaların kullanılması varsayımsal olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca bu uygulamaların katılımcı, bütüncül ve taban hareketini esas alan bir yaklaşımla planlanması ve gerçekleştirilmesinin önemi de vurgulanmıştır. Geçiş dönemi adaletini kavramsallaştırarak başlayan bu araştırma, bahsedilen üç ülkenin deneyimlerini de detaylı bir şekilde tahlil etmiştir. Uluslararası insan hakları alanında giderek daha da popülerleşen geçiş dönemi adaletini örnekler üzerinden inceleyen bu kitap söz konusu kavram ve uygulamaların anlaşılması bakımından okurlara önemli bir katkı sunacaktır.
(Tanıtım Bülteninden)