Ekonomik kalkınma, temel üretim sektörlerinde dışa bağımlı olmamak, milli girişimlerin desteklenmesi ve geliştirilmesi ile mümkün kılınabilir. Bu bakış açısıyla en temel girdileri ham maddeyi üreten grubun, çiftçinin en yüksek verimi alacağı bir tarım hukuk politikasının doğru bir şekilde uygulanması zorunluluktur. Tarım arazileri ve çiftçiler arası ilişkilere yönelik hukuk kurallarını ifade eden toprak hukuku alanında çalışma ihtiyacı da bundan doğmuştur.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Hakkında Kanun'a 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile getirilen değişiklikler tarım arazisi, tarımsal taşınırlar ve yan sınai işletme ekseninde düzenleme getirmektedir. Üretimin başladığı yer olması, diğer tereke unsurlarına göre akçalı olması nedeniyle tarım arazileri çekişmeye daha çok konu yapılmaktadır.
Ülkemizin tarıma elverişli toprak varlığının korunması ve ekonomik ömürlerinin hem çiftçi geliri yönünden hem de milli servet yönünden en yüksek verimi sağlayacak şekilde işletilmesi amaçtır. Bu amaç doğrultusunda üretim sürecinin bütün halinde ele alınması ve doğal bir olay olan vefattan en az ölçüde etkilenmesi sağlanmalıdır. Yukarıda sayılan nedenlerle toprak hukukuna dair çalışmalarda ağırlıklı olarak tarım arazileri konu yapılmış, tarımsal taşınırlar ve yan sınai işletme yönünden kısa açıklamalarla yetinildiği görülmüştür. Bu nedenle de özel bir etüt yapılması gerekliliği dikkate alınarak bu çalışma gerçekleştirilmiştir.
Okuyucular, uygulayıcılar için yararlı olmasını umdum bu çalışmada, sadece hukuk literatürü değil tarım ekonomisi literatürü de dikkate alınmıştır. Bunun yanında çeşitli veritabanlarından taranarak yüksek mahkeme içtihatlarına da elbette yer verilmiştir.