Osmanlı İmparatorluğu’nun geçirdiği modernizasyon ve reform süreci, kamu eğitimindeki reformların sağlıklı bir değerlendirmesi yapılmadan anlaşılamaz. Bir örnekleşme, disiplin ve etkinlik, gerek merkezde gerekse taşrada malî ve idarî sistemi yeniden yapılandıran Osmanlı ıslahatçılarının ana prensipleri oldu. Bu prensipleri hayata geçirmek için ihtiyaç duyulan memurlar Osmanlı okullarında yetişti.
Bir kurum olarak devlet okulları, imparatorluk sınırları içindeki halkta düzen, disiplin ve verimlilik gibi fikirlerin uyanmasına yardım etti. II. Abdülhamid döneminde dinsel ve otoriter değerler yukarıdaki fikirlerle birleştirilerek eğitim tedrisatına eklemlenmişti. Özellikle nizam ve disiplin fikri Osmanlı kamu eğitiminde bir örnekleşmenin giderek ağırlık kazanmasına yol açmış, bu eğilim baskın Osmanlı kültüründen farklı yapıda olan pek çok etnik grup için eğitimin yetersiz kalması sonucunu doğurmuştu.
Eğitim alanı aynı zamanda, 19. yüzyılın kapitalist dinamiklerinin ihtiyaçlarıyla, milliyetçiliğin etkisiyle ve devletin makbul vatandaş talepleriyle de bağlantılı olarak biçimlendi. Dolayısıyla taşrada ortaya çıkan tepkilerin bu nedenleri de içerecek şekilde düşünülmesi gerekir.
Selçuk Akşin Somel, eğitim alanındaki modernleşme hamlesinin çerçevesini ve etkisini, taşrayı da hesaba katan bir bakışla ayrıntılı bir şekilde inceliyor. Osmanlı’da Eğitimin Modernleşmesi 1839-1908, Osmanlı eğitim ve modernleşme tarihini anlamak için de temel bir başvuru kaynağı olma özelliği taşıyor.